Yıllar
Konular
Favoriler

Hangi tarafın galip geleceğine dair fikri kanaatimi söylemekten sakınırım. Nazik ve mühim bir devre içinde bulunduğumuza şüphe yoktur; Almanlar büyük ve hayret verici bir saldırıyla, birçok Fransız kalesini çiğneyerek sağ kanadı ile Paris'i geçip Fransız ordusunu -arkası İsviçre'ye olmak üzere- sıkıştırdı.

Bunun, Almanların tek maksadı olduğunda ve onu da başardıklarında herkes fikir birliğindeydi. Ve bütün kainat artık son ve kati meydan muharebesini ve onun neticesini bekliyordu.

Halbuki bu neticeye karşılık, Alman ordularının Fransız ordusu karşısında yüzlerce kilometre geri çekildiği görüldü.

Doğuda Ruslarla Almanlar ve Avusturyalılar arasında cereyan eden vakalarda, Doğu Prusya'da Ruslar bozuldu, fakat güneyde Rusların pek üstün kuvvetleri karşısında Avusturya ordusu çekiliyor, batıda Fransız ordusu taarruza hazır.

Dolayısıyla Alman ordusu serbest değil. Doğuda Rus ordusu üstün ve Avusturya ordusu çekilmeye mecbur.

Vaziyeti şöyle yorumlayabiliriz: Almanlar Fransız ordusunu kati meydan muharebesiyle henüz mağlup edemeyeceklerini ve Avusturya ordusunun üstün Ruslar karşısında daha fazla mukavemet edemeyeceğini görerek batıda bütün ordu ile geri çekilerek nispeten doğuya yaklaşmak ve sonra Fransız ordusu karşısında bir müdafaa ordusu bırakarak kalan ordularıyla doğuya yönelip, Avusturya ordusuyla birlikte Rus ordusunu vurmak istiyorlar.

Pek güzel! Fakat bu defa, Rus ordusu geriye, doğuya çekilmeye başlarsa ve bu orduyu yakalayıp ezmek mümkün olmazsa ve diğer taraftan Fransız ordusu mukavemet için yardım talebine mecbur olursa bu defa gene doğuda Ruslara karşı bir müdafaa kuvveti bırakıp batıya mı yönelinecek?

Ve böyle mekik gibi, bir doğuya bir batıya gide gele Alman ordusunun hali ne olur?

Mustafa Kemal Atatürk - 17 Eylül 1914
Buraya tıklayarak sayfayı yenileyin ve her yenilediğinizde Atatürk'ün bir başka sözüyle karşılaşacaksınız
X

Atatürk'ün 1. Dünya Savaşı başladıktan 51 gün sonraki durum değerlendirmesi

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 1. Cilt, s.201

Biz memleket ve milletimizin istiklalini kurtarmak için karar verdiğimiz zaman kendi noktai nazarımıza tabi bulunuyorduk ve kendi kuvvetimize dayanıyorduk.

Hiçbir kimseden ders almadık, hiç kimsenin kandırıcı vaatlerine aldanarak işe girişmedik.

Bizim noktai nazarlarımız, bizim prensiplerimiz cümlece malumdur ve Bolşevik prensipleri değildir ve Bolşevik prensiplerini milletimize kabul ettirmek için de şimdiye kadar hiç düşünmedik ve teşebbüste bulunmadık.

Mustafa Kemal Atatürk - 14 Ağustos 1920

Atatürk'ün I. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmadan.

Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri s. 96-97

Efendiler, dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, sapkınlıktır.

Yalnız, ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişmesini idrak etmek ve ilerlemelerini zamanında takip etmek şarttır.

Bin, iki bin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanının çizdiği düsturları, şu kadar bin sene sonra bugün aynen tatbike kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.

Mustafa Kemal Atatürk - 22 Eylül 1924

Atatürk'ün Samsun'da öğretmenlere yaptığı konuşmadan

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 17. Cilt, s.44

İlerleme ve yenilenme inkılapları, toplumumuzun olgunlaşmasıdır.

Mustafa Kemal Atatürk - 1925

Atatürk'ün not defterinden

Kaynak: Atatürk'ün Not Defterleri, ATASE, 12. Cilt, s.15

İstanbul'u alan büyük Fatih; bu azametli, kudretli padişah, hakikaten bütün İslam aleminin, bütün Türk dünyasının hakkıyla iftihar edebileceği bir zattır.

Bazı kusurları bir yana bırakılırsa bütün dünyanın büyüklük namına takdir edebileceği şahsiyettir.

Mustafa Kemal Atatürk - 19 Ocak 1923

Fatih Sultan Mehmet hakkında, İzmit sinema binasında konuşma.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 14. Cilt, s.331

Veritabanında
715 söz
bulunuyor.
Arama
Görüş Bildir

ve Arasında