Yıllar
Konular
Favoriler

İki gündür kesintisiz devam eden muharebeler neticesinde düşmanın Afyonkarahisar'ı mevzileri düşürülmüş ve Afyonkarahisar'ımız geri alınmıştır. Esirler, ağır ve hafif top ve mühimmat ve her nevi malzemeden ganimetler çoktur.

Hazırlıklarımız her nevi fenni vasıtalar ve daha başka engeller ile donatılan ve takviye edilen düşman mevzilerinin bazen bir saatten az bir zaman zarfında düşürülmesini temin ettiği gibi, asker ve subaylarımızın dünyaca bilinen yiğitlik ve kahramanlık harikaları bu defa dahi tezahür etmiş ve teyit olunmuştur.

Kumandanlarımızın sevk ve idarede düşman kumanda heyetine üstünlüğü bariz bir surette tecelli etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının müstesna kıymet ve kabiliyeti sebebiyle yüce Meclis'i tebrik ederim.

Mustafa Kemal Atatürk - 27 Ağustos 1922
Buraya tıklayarak sayfayı yenileyin ve her yenilediğinizde Atatürk'ün bir başka sözüyle karşılaşacaksınız
X

TBMM başkanlığına gönderilen telgraf

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 13. Cilt, s.214

Amasyalılar!

Padişah ve hükümet, itilaf devletlerinin elinde esirdir. Memleket elden gitmek üzeredir. Bu kötü vaziyete çare bulmak için sizlerle işbirliği yapmaya geldim.

Amasyalılar!

Düşmanlarımızın Samsun'dan yapacakları herhangi bir çıkartma hareketine karşı, ayaklarımıza çarıklarımızı çekecek, dağlara çekilecek, vatanımızı en son kayasına kadar müdafaa edeceğiz...

Mustafa Kemal Atatürk - 12 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Milli Mücadele başladıktan sonra ilk kez açık havada halka karşı konuşuyordu. Saat 17 civarında, Belediye binasında, Amasya'da, önünde toplanan kalabalığa karşı görseldeki sözleri söyledi.

Amasyalılar öylesine heyecanla bu sözleri bekliyorlardı ki söylenene göre dakikalarca Atatürk'ü alkışladılar ve içlerinde bir sürü yaşlı, genç gözyaşlarına boğuldu.

Amasya baştan aşağı değişmişti.

Kaynak: Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, 2. Cilt, s.39

Hakikaten vatan ve milletimizi kurtarabilmek için yegane çare askerliği bırakıp serbest olarak milletin başına geçmek ve milleti yekvücut bir hale getirmekle ortaya çıkacak kudret ve milli hareketi iyi kullanmaktan başka çare düşünülmüş değildi.

Dolayısıyla ben de böyle yaptım.

Allah'a şükür başarılı da oluyorum.

Pek yakında maddi neticeyi bütün cihan görecektir.

Mustafa Kemal Atatürk - Ağustos 1919

Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'a yazdığı mektuptan

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 3. Cilt, s.306

Hatırlar mısın? Altıncı Kolordu Kumandanı olarak vazifem başına giderken Gazik Dağı'ndaki Şark Cephesi karargahında sana uğradığım o karlı geceyi?

Sırtında kaputunla bir masanın başına oturmuş, bir gaz lambasının ışığında önüne serdiğin haritayı inceliyordun. "Vaziyeti nasıl görüyorsun?" diye sormuştum. "Kötü, çok kötü" demiştin. "Düşmanın tipiden istifade ederek gün ağarmadan bir baskın yapması beklenebilir."

Ben "Şu halde ne duruyorsun? Bir an evvel geriye çekilme kararını versene" deyince, sen buna karşılık, "vaziyeti Grup Kumandanlığı'na bildirdiğini. Henüz cevap alamadığını ve kendiliğinden bir karar veremeyeceğini söylemiştin".

Ben de "Emir mi bekliyorsun?" demiştim. O emri 6. Kolordu Kumandanı salahiyetime dayanarak ve bütün mesuliyeti üstüme alarak sana ben veriyorum.'

Mustafa Kemal Atatürk - 30 Ağustos 1932

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun anlattığına göre Atatürk, bu sözleri 30 Ağustos 1932 akşamı İsmet İnönü'ye söyler.

İsmet Paşa, Atatürk'e şu şekilde cevap verdi:

Nasıl hatırlamam, nasıl unutabilirim o geceyi! Sen benim imdadıma Hızır gibi erişmiştin. Nitekim, senin emrini yerine getirdikten birkaç saat sonra düşman kuvvetleri mevzilerimizi işgal etmiş­tir. Biraz daha bekleseydim korktuğum felakete uğramaktan beni hiçbir mucize kurtaramayacaktı.

Hem, o gece sen yalnız bu felaketi önlemekle kalmamışsındır. Bana askeri kariyerimde yüksek vazifelere yol açmışsındır. O geceye kadar ben neydim? Bir masa zabiti.

Beni, elimden tutarak ve en karanlık anlarımda önümde bir yıldız gibi parlayarak o vaziyetimden bugünkü vaziyetime getiren sensin! Her şeyimi sana borçluyum.

Bu olay 16 Aralık 1916 tarihinde, Elazığ/Sekerat’taki (Kovancılar ilçesine bağlı Yazıbaşı Köy) Gazık Dağı’nda bulunan 2. Ordu karargahında yaşandı. Atatürk, İsmet Paşa'yla ilk defa burada samimi oldu.

2. Ordu, Kafkas Cephesi'nde Ruslara karşı mücadele ediyordu.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 25. Cilt, s.402

Kuran'ı şimdi ilk defa Türkçe bastırıyorum, ayrıca Muhammed'in hayatını da tercüme ettiriyorum.

Halk her yerde aşağı yukarı aynısının olduğunu, din ricalinin tek meselesinin karnını doyurmak olduğunu görmelidir.

Camileri kimse kapatmadığı halde bu kadar süratle boşalmasına hayret etmiyor musunuz?

Türk, soydan gelme Müslüman değildir; çobanlar sadece güneşi, bulutları ve yıldızları tanır; yeryüzündeki bütün köylüler aynısını bilir, çünkü mahsul havaya bağlıdır.

Türk, tabiattan başka hiçbir şeyi kutsal tanımaz.

Mustafa Kemal Atatürk - 30 Kasım 1929

Atatürk'ün Vossiche Zeitung gazetesi muhabiri, yazar Emil Ludwig'le yaptığı söyleşiden.

Atatürk Emil Ludwig'in yazdığı ve Napolyon'un hayatını anlatan kitapları Türkçeye tercüme ettirmişti.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 23. Cilt, s.269

Veritabanında
715 söz
bulunuyor.
Arama
Görüş Bildir

ve Arasında