Zulüm, medeniyetle birleştirilemez
Ankara'da eşraf ve ileri gelenlerle konuşma
Millet ve ordu, padişah ve halifenin hıyanetinden haberdar olmadığı gibi, o makama ve o makamda bulunana karşı asırların kökleştirdiği dini ve ananevi bağlarla bağlı ve sadık.
Millet ve ordu kurtuluş çaresi düşünürken bu miras kalmış alışkanlığın sevkiyle kendinden evvel yüce hilafet ve saltanat makamının kurtuluşunu ve dokunulmazlığını düşünüyor.
Halife ve padişahsız kurtuluşun manasını anlamak kabiliyetinde değil.
Bu inanca muhalif fikir ve görüş ortaya koyacakların vay haline!
Derhal dinsiz, vatansız, hain, reddolunmuş olur...
Atatürk, 1. Dünya Savaşı'nın bitimi ve Samsun'a çıktığı gün genel durumu anlatıyor.
Nutuk
Kaza ve kader, talih ve tesadüf kelimeleri Arapçadır. Türkleri ilgilendirmez.
Atatürk'ün "Vossische Zeitung" gazetesi muhabiri yazar Emil Ludwig'le görüşmesinden...
Ulaşmaya mecbur bulunduğumuz seviyeye bugünkü kadar uzak kalışımızın mühim sebeplerinden biri sanata ve sanatkarlığa layık olduğu önem verilmemiş olmasıdır.
Bunda kabahatin her şeyde olduğu gibi sultanlarda, şahsi saltanatlarda olduğu daima hatırda tutulmalıdır.
Atatürk'ün İzmir Sanatlar Okulu hatıra defterine yazdığı yazıdan...
Efendiler!
Bilinen hakikatlerdendir ki, tarih; bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar edemez.
Dolayısıyla böyle bir batıl örtünün arkasından, vatanımız ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, kanaatler iflasa mahkumdur!