Millete dost görünüp de ilk fırsatta iktidar mevkiine geçtikten sonra onun hakiki ihtiyaçlarını düşünecek yerde, memleketi kendi istediği yolda götüren, laf anlamayan, yetkililerin uyarılarına kulak asmayan, millette mevcut kuvvetleri şahsına bağlamaya çalışan kahraman yüzlü insanlardan hayli zarar çekildi.
Atatürk'ün Amasya‘da Tasvir-i Efkar muhabiri Ruşen Eşref Ünaydın'la yaptığı mülakattan.
En iyi fert, kendinden ziyade mensup olduğu toplumu düşünen, onun mevcudiyetinin ve saadetinin muhafazasına kendini vakfeden insandır!
Atatürk'ün Edirne Meslek Lisesi'nde öğrencilerle yaptığı sohbetten
Böyle bir sorumluluğu almak basit bir şey değildir.
Fakat ben vatanım yok olduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için bu sorumluluğu yüklendim.
Çanakkale Savaşı sırasında ilk girişiminde başarısızlığa uğrayan düşman, 6/7 Ağustos gecesi Arıburnu'nun kuzeyinde ve Anafartalar'da yeniden çıkarma başlattı.
Arıburnu'ndan 20.000 kişilik bir kuvvet Kocaçimen'i almak için ilerlediler. Buradan üç kolla Conkbayırı ve kuzeyine doğru yürüdüler. 7 Ağustos sabahı Conkbayırı-Kocaçimen bölgesinde ciddî bir tehlike baş göstermişti. Çünkü bu hat boştu.
Bu hat düşmanın eline geçerse Gelibolu Yarımadası düşebilirdi
O sırada durumun önemini anlayan ordu komutanlığı Anafartalar adı ile bir grup kurmuş ve buna Albay Fevzi'yi tayin etmişti.
Durumun felakete gitmekte olduğunu gören Mustafa Kemal ''sevk ve idare''nin bir elde olması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.
Limon Von Sanders'le bir görüşme gerçekleştirdi. Telefonda Limon Von Sanders sordu:
Sanders: Durumu nasıl görüyorsunuz ve nasıl bir tedbir düşünüyorsunuz?"
Mustafa Kemal: Durumu nasıl gördüğümü çoktan size bildirmiştim. Şimdi alınabilecek tek bir tedbir kalmıştır.
Sanders: O tedbir nedir?
Mustafa Kemal: Bütün komuta ettiğiniz kuvvetleri emrime veriniz. Tedbir budur.
Sanders: Çok gelmez mi?
Mustafa Kemal: Az gelir.
Ve Sanders hiçbir şey demeden telefonu kapadı.
8/9 Ağustos gecesi saat 21.50'de Mustafa Kemal'e Anafartalar grubu kumandanlığına tayin edildiği bildirildi ve Atatürk ileride bu durumla ilgili bu sözleri söyleyecekti.
Hayatımın en bahtiyar anı, Yunan ordularını Afyonkarahisar ve Dumlupınar Meydan Muharebeleri'nde imha ettiğim ve memleketimin kurtulduğunu bildiğim andı.
Ordumuz bugün o zamankinden daha da kuvvetlidir ve ihtiyaç olduğu takdirde tekrar vazife yapmaya hazırdır.
Türk halkı hürriyetine öyle bir ihtirasla bağlıdır ki, onu himaye etmek üzere her türlü fedakarlığı yapmaya hazırlıklıdır.
Türk halkının en iyi vasıfları, verdiği sözlere sadakati, arkadaşlarına olan vefası ve memleketinin bağımsızlığına olan sarsılmaz düşkünlüğüdür.
Atatürk'ün "The New York Herald" gazetesine verdiği röportajdan
Bu ulus için artık boyunduruk altında yaşamak diye bir şey mevzubahis olamaz.
Onu ne bir diktatör bozuntusu boyunduruğu altına alabilecektir, ne de bir düşman ülkenin sapık davranışları onu etkileyebilecektir.